MANSUR YAVAŞ, EKREM İMAMOĞLU, TEMEL KARAMOLLAOĞLU VE KEMAL KILIÇDAROĞLU SAKARYA’DA
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ve Millet İttifakı 13’üncü Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu ile birlikte Sakarya’da vatandaşlarla buluştu.
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, 14 Mayıs Pazar günü gerçekleşecek Cumhurbaşkanı ve Milletvekili Seçimleri öncesinde Türkiye’yi gezmeye devam ediyor.
Öğle saatlerinde Karabük’te halka seslenen Yavaş, daha sonra Sakarya’ya geçti. Yavaş, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ve Millet İttifakı’nın 13’üncü Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu ile birlikte Demokrasi Meydanı’nda toplanan vatandaşlarla bir araya geldi.
YAVAŞ: “HERKES BAŞIMIZIN ÜSTÜNDEDİR”
Sakarya halkını selamlayarak konuşmasına başlayan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, “14 Mayıs’ta seçime gidiyoruz, vatandaş ya mevcut iktidarın devamına karar veriyor veya değiştiriyor. İster Cumhur İttifakına oy versin ister Millet İttifakına oy versin, herkes başımızın üstündedir. Kendilerine saygımız sonsuzdur” dedi.
“NE HAKKINIZ VAR BİZİ BİRBİRİMİZE KIRDIRMAYA?”
İktidar olduktan sonra kimseyi ötekileştirmeyeceklerini vurgulayan Mansur Yavaş, “Demokrasi böyle bir şey. Cumhur İttifakı’nın da kendisi gibi düşünmeyen insanlara aynı saygıyı göstermesi lazım. Ne demek; illet, zillet, vatan haini? Bunlar kimsenin ağzına yakışan kelimeler değil. Ne hakkınız var bizi birbirimize kırdırmaya, düşman etmeye? Bu İktidarın gitmesi için birinci sebep budur. Toplumu ayrıştırıp, kendisi gibi düşünmeyenleri bu şekilde nefret siyasetiyle ötekileştirmesi, gençler bir şey talep ettiği zaman azarlanıyor hiçbir zaman kendi suçları olmuyor. Bir günden bir güne bu iktidarın ‘Biz şurada yanlış yaptık sizden özür diliyorum’ dediğini duydunuz mu? Suçlu ya pazarcı ya kasap.. Bir kere de üstlenin Allah aşkına…” diye konuştu.
“ADALETİ, HAKKANİYETİ UNUTTUNUZ”
Konuşmasının devamında Türkiye’de hemen hemen her kentte yaşanan mülteci ve güvenlik sorununa değinen Yavaş, şöyle devam etti:
“İstanbul gibi büyük kentlerde yabancı mafyalar birbirleri ile çalışır hale gelmiş güvenlik kalmamış. Hayat pahalılığı almış başını gitmiş. Vatandaşın en iyiyi istemek hakkıdır. Şatafatlı hayat, lüks villalar, yaz tatilleri sizin mi hakkınız sadece? Elbette bu gençler en iyi cep telefonunu, en iyi aracı, en iyi villayı, en iyi hayatı hak ediyor ve istemek de hakları. Gençler bunların hayalini kuramıyor. Gençlerin itiraz etmek hakkıdır. 20 yıl önceki yaşantılarıyla şu andaki yaşantılarını rica ediyorum kıyaslısın bu insanlar. İktidara gelirken ‘biz bir lokma bir hırka için çalışıyoruz, dünya malıyla hiç işimiz yok‘ dediler. Biz insanlara cenneti yaşatacağız, adil bir düzen kuracağız dediler şu anda cehennemi yaşatıyorlar. Bir sorgulayın nereden nereye geldiniz. Tüm devletin imkânlarını kullanıyorlar. O kullandığın uçakta, o kullandığın makam arabalarında buradaki binlerce insanın emeği var, ben şahsen helal etmiyorum size. Adaleti unuttunuz, hakkaniyeti unuttunuz. ‘Devlet benim’ demeye başladınız, ‘benim yaptığım her şey doğrudur’ demeye başladınız. Bunları bırakmamak için de önünüze gelen herkesi teröristlikle suçluyorsunuz. Bu iktidardır ülkenin bekasını tehlikeye sokan. Buradaki insanlar Türkiye Cumhuriyeti kuruluş iradesine sahip çıkan insanlar, Türkiye’yi böldürmez tam tersine bölenlere engel olur.”
“GENÇLİK HAKLARINA, GELECEĞİNE SAHİP ÇIKIYOR”
Sakaryalı gençlere “Bu işi ilk turda bitiriyor muyuz?” diye seslenen Yavaş, “İlk defa siyasete gençler elini attı. Bu kadar çok gencin bir arada durduğu ve aynı iradeyi koyduğu son seçim bilmiyorum kaç yıl önceydi, maşallah. Gençlik kendi haklarına, kendi geleceğine sahip çıkıyor. Nasıl Millet İttifakının bütün belediyelerinde vatandaşımız huzuru buldu ve memnunsa inşallah bundan sonra tüm Türkiye’ye huzur ve bereket hâkim olacak, insanları ötekileştirmeyecek. Güzel ülkeme inşallah 14 Mayıs’ta bahar gelecek” diyerek konuşmasını sonlandırdı.
İMAMOĞLU: “MİLLETİN EVLATLARI İLE BU ÜLKEYİ YÖNETECEĞİZ”
“Sakarya’da memleketimin her insanı vardır. Her güzel insan buradadır. Örfüyle, diliyle, yaşam biçimiyle bir aradadır” diyerek konuşmasına başlayan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ise "Memleketimiz derin bir yoksulluk yaşıyor. Memur, emekli sıkıntıda… İyi yetişmiş gençlerimiz kendi mesleklerini başka ülkelerde yapmaya göze alıyor. Çocuklarımız bile mutsuz. İlkokula giden çocuklardan bile ‘adalet istiyoruz’ lafları duyuyoruz” dedi.
Ülkenin sorunlarını çözüme ulaştıracak güçlü bir ekip olduklarını kaydeden İmamoğlu, şöyle devam etti:
“Ama bu ekip, sadece altı liderin oluşturduğu bir ekip değil. Esas Hayatını hak hukuk adalet mücadelesine adamış, devlet aklını en iyi temsil edecek insan, erdemiyle hoşgörüsüyle simgeleşmiş, 13. Cumhurbaşkanımız Kemal Kılıçdaroğlu yönetecek. 86 milyon insanın inancı kalbimizde. Bizi taşlamaya çalışanlar olabilir. Onlar bir avuç insan. biz onlara taş atmayız biz çiçek atarız. Biz sevgiye boğacağız, onlar gibi kafa göz yarmayacağız. Kafa göz yaranlardan hesap soracağız. Dertleri millet değil, dertleri bu ülkenin sırtından rant elde etmek. Her gün pandoranın kutusundan bir şey çıkıyor. Duyduğumuz şeylerden biz utanıyoruz, başımız öne eğiliyor. Bu memleketi Atatürk kurdu. Böyle bir insanın kurduğu ülkenin yöneticilerin karıştığı işleri duyunca utanmıyor musunuz? Ben utanıyorum. Bu utancı tarihe gömeceğiz. Oy için her şeyi yaparlar. Oy için bunlar ahireti bile pazarlamaya başladılar. İnançlarımız üzerinden yorum yaparak bizi bölmeye çalışıyorlar. Bunlar milletimizi de zehirlediler. Ama o kalpleri de kazanacağız.”
KARAMOLLAOĞLU: “KORKU BU ARKADAŞLARININ SİYASETTEKİ SONLARINI GETİRECEK”
İmamoğlu'nun ardından konuşan Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu da şu açıklamalarda bulundu:
“Bizim derdimiz, kavga etmek değil. İktidar yandaşları yeri geldiği zaman işi çığırından çıkarıp kavga ortamı oluşturmaya adeta zorluyorlar son zamanlarda. Korkunun ecele faydası yok. Bu korku bu arkadaşlarının siyasetteki sonlarını getirecek. Onlarda memnun olacak, bunaldılar çünkü. Bu işi nasıl bırakacaklarını bilemiyorlar. Siyasetteki ömürlerine bir nokta koyacaklar. Biz seçimi huzur içinde barış içinde geçmesini arzu ediyoruz. Demokrasilerde seçim en önemli konudur. İnsanlar, düşünerek bilerek kendi gelecekleri için oy kullanırlar. Bundan kimsenin korkmaması gerekir. Bugünkü haliyle başkanlık sistemi diktatörlüğe evriliyor. Savaşa gitmiyoruz. Taban tabana zıt fikirlerimiz olabilir. Kim nerede mağdur olursa yanında olacağız. Sayın Cumhurbaşkanı ülkenin problemlerini çözemedi. Çözmek bir tarafa daha korkunç bir boyuta çıktı. En büyük zafere sizlerin oyları ile ulaşacağız. Pazartesi günü de inşallah bayram günü olacak.”
KILIÇDAROĞLU: “GENÇLER SEÇİMİN KADERİNİ SİZ BELİRLEYECEKSİNİZ”
Son olarak kürsüye çıkan Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu ise seçilmesinin ardından hayata geçireceği çalışmaları anlatarak şu değerlendirmelerde bulundu:
“Bu ülkeye iyiliği, sevgiyi, barışı, adaleti, insan haklarını getireceğim. Kim haksızlığa uğradıysa kapım ona açık olacak. Ona hakkını teslim edinceye kadar mücadele edeceğim. Kul hakkı yemedim, kul hakkı yedirmeyeceğim. Bu ülkeye gerçekten baharları getireceğim. Bay Kemal eşittir hak, hukuk, adalet. Size şu sözü veriyorum, altını çiziyorum 85 milyonun cumhurbaşkanı olacağım, ayrım yapmayacağım, kimseye kem gözle bakmayacağım. Artık huzura ihtiyacımız var. Gençler seçimin kaderini siz belirleyeceksiniz. 5 milyon 300 bin genç ilk oyunu kullanacak, otoriter bir yönetimi demokratik yollara değiştirecek. Sizin hayalleriniz benim hedefim olacak. Bay Kemal'in sözü var en rahat beni eleştireceksiniz, her türlü tweeti rahat atacaksınız. Bizim ruhumuzda sevgi var insanlık var. Ahlak var erdem var. Bunları kaybederseniz bir devleti yok edersiniz. Devlet kimsenin malı değildir. Devlet, bir kişinin iki dudağı arasından çıkacak kararla belirlenmez. Devlet hepimizin devletidir. Her 10 yılda bir krizlere giren bir Türkiye istemiyorum. Devlet, devlet gibi olacak, devletin saygınlığı olacak. 85 milyona sözüm var, bu ülkede yaşayan hiçbir vatandaşımın yüzünü yere eğdirmeyeceğim. Türkiye’nin her alanında güzellikler olacak. Her şey çok güzel olacak.”